“ÇÖKME VERGİSİ” 
Elazığ ziyaretine ilişkin konuşan Kılıçdaroğlu, “Elazığ’da çökme vergisinden söz etmiştim. Çökme vergisi şu; saray iktidarı diyor ki ‘Herkes fabrikasının çatısına güneş enerjisi sistemi kursun.’ Güzel. Allah’ın güneşi bedava. Sonra zaman geçiyor. Elektriği elde ediyorsunuz, gayet güzel. ‘Artan elektriği bana satacaktınız, şimdi ben bunu parayla almayacağım. Bana mecburen vereceksiniz’ diyor. Bu çökme vergisidir. Böyle bir rezalet dünyanın hiçbir demokrasisinde yaşanmaz. ‘Ben senden zorla alacağım yani zapt edeceğim’ diyor. ‘Vermezsen cezalandıracağım’ diyor. Bunu asla kabul etmiyoruz. O sanayici arkadaşlarım da unutmasınlar. Düne kadar alkışladıkları AK Parti’yi unutmasınlar. Ne zaman ki onların elektriğine çöktüler şimdi uyanmaya başladılar. Şimdi elektriğe çöktüler, yarın fabrikalarınıza da çökebilirler. Halkın desteğiyle iktidar olduğumuzda sanayicinin hangi partiye ilgi duyduğuna bakılmaksınız kim üretiyorsa bizim başımızın üstünde yeri olacak. Biz onlar gibi ayrımcılık yapmayacağız” 

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in konuşmasına atıfta bulunan Kılıçdaroğlu, “Soyer, derin bir umutsuzluktan söz etti. Bütün arkadaşlarım emin olsun; bizim kitabımızda umutsuzluğa yer yoktur. Derin bir yoksulluk var ama umutsuzluk yoktur. Biz umudu büyütmek, umudu yeşertmek ve bunun mücadelesini vermek zorundayız. Salı günü Elazığ’da grup toplantısı yaptık ama bir gün önce bütün billboardlarda halkı tahrik etmeye çalışan afişler asılmıştı. Milletvekili arkadaşlarımız yapılanın doğru olmadığını duyurmaya çalıştılar ama ben ‘Afişler kalsın’ dedim ve afişlerin önünde fotoğraf verdim. Bu ülkenin insanı kışkırtmalara asla kapı aralamayacaktır ve Elazığ bizi kucakladı. Caddelerinde, sokaklarında milletvekili arkadaşlarımız gezdiler. Elazığlılara buradan yürekten teşekkür ediyorum. Bir insanı karalamaya kalkılıyorsa artık ‘Ben ülkeyi yönetemiyorum’ noktasına gelmiştir” sözlerine yer verdi.