Başkan Kangal; “Çok geniş bir coğrafyayı etkisi altına alan ve şimdiye kadar görülmemiş bir şiddetle şehirleri yıkıp geçen depremin yaraları henüz çok taze. Yitirilen canlar , kaybolup giden hayatlar her birimizin içini derinden yakıyor. Bu kadar acının içinde bir Elazığlı olarak düşünmemiz gereken başka sıkıntılar da yakamızı bırakmıyor malesef . Hepimiz çok gergin, çok tepkiliyiz.
Aslında sürekli şehrin gündeminde olan ancak umursamazlık derecesinde konuya sahip çıkmayan vekillerin, şimdiye kadar hemşehrilerimizi tatmin edecek bir sonuç alamadıkları Afet Bölgesi ilanı mevzusu. Bu konu o kadar önemli ki , olmaması , zaten 3 yıldır bitik bir hale gelen bu yalnız şehrin , üzerinden atamadığı önceki enkazın üzerine tabiri caizse yeniden ölü toprağı serpilmesi anlamına gelecektir .Yüzlerce binası hasar görmüş , insanları ekonomik ve psikolojik olarak yıpranmış , ticari hayatı bitme noktasına gelmiş şehrimizin , bu sefer de bu ayrıcalıklardan faydalandırılmaması demek , artık iktidarın Elazığ'a verdiği değersizliğin ve temsilcilerinin de  bizleri degersizleştirdiğinin en büyük göstergesi olacaktır. 
Bu haksızlığa hiçbir Elazığlının tahammül edecek hâli kalmamıştır bu böyle bilinsin.Bir şehrin Afet Bölgesi ilan edilmesi için yüzlerce canın kaybedilmesi, enkaz altında insanların kalması ya da televizyon kanallarının daha çok görüntü yayınlaması mı gerekir, yoksa milletiyle iç içe geçmiş bir yönetimin gerçek durumu görmesi mi?
Onların gözleri görmüyorsa biz gösteririz , kulakları bu vatandaşı duymuyorsa biz duyururuz , kabiliyetleri üst yönetime ulaşmaya yetmiyorsa biz ulaşırız, biz tek vücut tek yürek  Elazığız , siz gölge etmeyin yeter! Bizler hep birlikte aynı cümleyi ısrarla tekrarlayacağız ," ELAZIĞ AFET BÖLGESİ OLMAK ZORUNDA " demeye devam edeceğiz” dedi.